Akne (Sivilce) Akne (Sivilce)

Akne (Sivilce)

Halk arasında genellikle sivilce olarak tanımlanan akne, yaygın görülen kronik enflamatuvar bir cilt hastalığıdır. 

Genç ve erişkinlerde daha sık görülen bu hastalık, önemli bir sağlık problemi olmasa da cilt yüzeyinde kalıcı izlere yol açabilir. Sivilce ergenlik çağı hastalığı olarak bilinmesine rağmen, aslında tüm yaş gruplarını etkileyebilir.
 

Nedenleri:

Hastalığın nedeni kesin belli olmamakla birlikte yağ bezlerinin irileşmesi ve anormal çalışması temel bozukluk olup, yağ bezleri ağzındaki bakterilerin dolaylı bir katkısı vardır. Hormonlar sınırlı bir ölçüde etkilidir. Sivilce ile karaciğer bozukluğu arasında bir ilişki bulunmamaktadır.

•    Genetik yatkınlık: Kişinin ailesinde sivilce sorunu olması bile tek başına aknenin nedenidir. Kalıtsal faktörler (ailevi yatkınlık) sivilce oluşumu ile ilişkilidir. Yağ bezlerinin sayısı, büyüklüğü ve aktivitesi genetik geçişlidir. Özellikle şiddetli, derin yerleşimli sivilcelerin ailesel olma oranı daha fazladır. 

•    Hormonal değişim: Ergenlik döneminde hızla değişen hormonal düzen, sıklıkla sivilceye yol açar. Yağ bezlerinin büyümesine ve saç foliküllerinde daha fazla sebum üretilmesine yol açan androjenler, özellikle ergenlik dönemindeki sivilcelerin sebebi olarak açıklanabilir. Yine adet döngüsü, hamilelik, doğum kontrol hapları da bu başlık altında ergenlik gibi sivilceye neden olabilir. 

•    Sağlıksız beslenme: Ergenlik çağındaki gençler üzerinde yapılan çalışmalar, süt ürünü tüketimi ile sivilce arasında bağlantı olduğunu ortaya koyuyor. Çalışmalar patates, beyaz ekmek, beyaz pirinç, beyaz şeker, işlenmiş meyve suları, muz, karpuz, krakerler, mısır cipsi ve mısır gevreği gibi glisemik endeksi yüksek gıdaların sivilceleri kötüleştirebileceğini göstermektedir. Bu yüzden bu tür gıdaların aşırı miktarda alınması ve tek yönlü olarak kullanılması önerilmemektedir.

•    Stres: Aşırı stres tek başına akne oluşumuna neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında akne tedavisinin yanı sıra psikolojik destek alınması da tedavinin başarısı için önem taşır.

•    Kozmetik ürünler: Makyaj malzemeleri, losyonlar veya cildi aşırı kurutan veya yağlandıran temizleme ürünleri ve tonikler sivilceleri artırabilir.


•    Sigara: Bilimsel çalışmalar, ergenlik sonrası oluşan sivilceler ile sigara içilmesi arasında bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. Öyle ki, fazla sigara tüketenlerde aknenin şiddetinde artış yaşanıyor.
 

Akne (sivilce)  tedavisi:

Akne tedavi edilebilir bir deri hastalığıdır. Ancak tedavi süreci uzundur, etkin sonuca ulaşmak için sabırla beklemek gerekir. Her hasta birbirinden farklıdır ve her hastanın tedavisi ayrıdır. Tedavinin bitiminden sonra da tekrarlayabileceği için uzun aralıklı takiplerle idame tedavisi düzenlenerek tekrarlamalar önlenir. Tedavide ana prensip cildi tahriş etmeyen temizleyici ürün seçimi ve sivilce şiddetine uygun tedavi uygulanmasıdır.

Kullanılan kimi tedavi yöntemleri şunlardır:
Benzoil Peroksit: Bölgesel olarak kullanılan bu ilaç, gözeneklerinizdeki ve cildinizin yüzeyindeki bakterileri öldürmeye yardımcı olabilir.
Antibiyotikler: Bu ilaç türü, gözeneklerin iltihaplanmasına neden olan bakterilerin büyümesini durdurabilir veya azaltabilir. Bölgesel olarak uygulanabilir veya oral olarak alınabilir.
Retinoidler: Bu ilaç yeni sivilcelerin gelişimini azaltabilir ve gözeneklerin tıkanmasını önleyebilir. Topikal retinoidler neredeyse tüm akne lezyonlarının öncülü olan komedoları ve mikrokomedoları hedef alır.
Drenaj: Bu prosedür, cerrahi olarak veya büyük bir kisti tedavi etmek amacıyla kullanılır.
Fototerapi: Bu süreç cilt üzerindeki akne-nedenli bakterilerin sayısını azaltabilir.
Lazer: Şiddetli akne vakalarında kızarıklık ve şişmiş dokuyu azaltmak için lazer uygulamaları kullanılabilir. 
 

Aknenin psikososyal yönü:

Aknenin psikososyal sorunlara ve psikiyatrik bozukluklara -diğer tüm dermatolojik bozukluklara oranla- daha çok neden olduğu ya da eşlik ettiği bilinmektedir. Ergenlik, kişinin hayatında fiziksel, psikolojik ve sosyal pek çok değişimin ve gelişimin hızla gerçekleştiği bir dönemdir. Bu süreç ciddi bir uyum becerisi gerektirir. Uyum becerisinin az oluşu ya da uyumu güçleştirecek etmenlerin çokluğu, ergende psikososyal sorunlara hatta psikiyatrik bozukluklara neden olabilir. 

Aknenin kişide neden olduğu psikososyal sorunların hemen hepsinin altında yatan neden “dış görünüşünün bozuk olduğu” algısıdır. Buna bağlı olarak kişinin benlik saygısı düşer. Benlik saygısı düşmüş bir kişide ise aşağıdaki psikososyal sorunlardan biri ya da birkaçının gelişmesi olasılığı çok kuvvetlidir: Kendine güvensizlik, içe kapanıklık, utangaçlık, kişiler arası ilişkilerden kaçınma, reddedilmeye, dışlanmaya karşı aşırı duyarlılık, fiziksel görünümü ile ilgili aşırı zihinsel uğraş ve bu nedenle okul başarısızlığı, sosyal aktivitelerden uzaklaşma, öfke kontrolünde bozulma, yaşam kalitesinde düşme. 

Bu nedenle akne sadece kozmetik bir problem değil, tedavi edilmesi gereken önemli bir hastalıktır.

Referans: Türkiye Klinikleri J Int Med Sci 2006, 2(30): 1-64